Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi kütle parçalarının, suyun akış hızının azalması sonucu elverişli yerlere birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Alüvyonlar, geniş vadilerin birçoğunda tabanda geniş yer kaplar veya daha geniş yerlere yayılarak, alüvyon ovalarını teşkil ederler.
Türkiye’de Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz, Seyhan, Ceyhan ırmaklarının vadileri alüvyon ovalarıdır. Alüvyonlar aynı zamanda alüvyal set gölü denilen küçük göller de meydana getirirler. Bafa, Köyceğiz Gölü, Meriç vadisi gölleri gibi. Alüvyonların nehir deltasında meydana getirdikleri göllere ise Delta gölleri denir.
Alüvyonlar, eski ve yeni olmak üzere iki gruba ayrılırlar:
Eski alüvyonlar, nehrin suları kabardığı zaman su altında kalmayan, akarsu kenarında bulunan verimli arazideki alüvyonlardır. Buralar insanların yerleşmesine müsait yerlerdir.
Yeni alüvyonlar ise, henüz gelişmekte olup, zaman zaman su baskınlarına uğrayan yerlerdeki alüvyonlarıdır.
Alüvyon ve deprem
Depremlerde oluşan mal ve can kaybının önemli nedenlerinden birisi alüvyonlu taban arazidir. Depremlerde alüvyon kalınlığının az olduğu alanlarda bina hasarı az iken, alüvyonların kalın olduğu alanlarda yıkım daha fazladır. Alüvyon kalınlığı deprem etkisini artırıcı yönde etki eder. Bu alanlarda yapıların büyük çoğunluğu yıkılır. Deprem bölgelerinde alüvyon kalınlığı araştırılıp, yapılaşma buna göre yönetilmelidir.