Köylüye üretim sermayesi sağlamak amacıyla uzun vadeli ve faizsiz krediler sağlanan Atatürk döneminde, çiftçi üretim yapabilmek amacıyla gereksinimlerini ve eksiklerini tamamlama fırsatı buldu. Ziraat Bankası’nın kredi şartları kolaylaştırılarak, köylülere kredi verilmesi sağlandı.
1929 yılında Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu ve böylece çiftçilere alternatif kredi bulma imkânı sağlandı.
Tarımı geliştirme ve koruma adına önemli adımlar atıldı.
Köylülere pulluk dağıtıldı.
Traktör kullanan çiftçiler korundu.
Zirai Donatım Kurumu, çiftçinin tarım aleti, makine ve kimyasal gübre ihtiyacını sağladı.
Köylüden ağır vergileri kaldırıldı.
Köye para ve kredi imkânı sunuldu.
Köylünün ürününü geliştirmesini ve koruması sağlandı.
Köylünün bilgi ve görüşünü yükseltmek için gerekli tedbirler alındı.
Toprağı olmayan çiftçilere toprak dağıtıldı.
Halka parasız fidan verildi. Numune çiftlikleri açıldı.
Hükümet, buğday fiyatını korumak için gerekli gördüğü zaman Ziraat Bankası ve ‘Toprak Mahsulleri Ofisi’ aracılığı ile buğday alım satış işlerini de üzerine aldı.
Cumhuriyet döneminde;
Ankara, Eskişehir, Erzurum ve Yeşilköy’de tohum ıslah istasyonları;
Adana ve Nazilli’de pamuk ıslah istasyonları;
Adapazarı’nda patates ve mısır ıslah istasyonu;
Bursa, Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Denizli’de ipek böcekçiliği istasyonu,
Kayseri’de yonca istasyonu,
Antalya’da sıcak iklim nebatları ıslah istasyonu kuruldu.
Tarım aletleri, makineleri ve ilaçlarının satın alınarak halka tanıtılması amacıyla 1937 yılında Zirai Kombinalar İdaresi kuruldu.
Çağdaş anlamda tarım eğitimi için Atatürk’ün direktifiyle Ankara Ziraat Yüksek Mektebi açılırken, 1930 yılında İstanbul, Bursa, İzmir ve Adana’da birer orta ziraat okulu açıldı.
Açılan enstitüler gerek kuruluşu gerekse akademik faaliyetiyle tam bir ‘Tarım Üniversitesi’ konumundaydı.
Ziraat okulları ile diğer tarım kuruluşları; teknik bilgileri çiftçilere ulaştırmak ve teknik elemanlara yeni bilgiler vermek amacıyla kurslar açarak bu alandaki eksiklikleri gidermek için önemli aşamalar kaydetti.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, köylünün büyük bir kısmının topraksız olması, tarımsal üretimi olumsuz etkilemekteydi. Dönemin hükümeti, köylüyü toprak sahibi yapmak için birçok kanun çıkardı. 1925’de kabul edilen bir kanunla birlikte; devlete ait arazilerin, uygun bir arazi yoksa devlet tarafından arazi alınıp köylüye dağıtılmasına başlandı. İlk on yılda köylüye 1 milyon dönümü aşkın arazi dağıtıldı.
Toprak sahibi olan köylünün toprak, tohumluk, tarım araçları borçlarının 20 yılda ödenmesi sağlandı.
İlk işletilen arazilerden, yeni yetiştirilmeye başlanan fidanlıklardan, bağlar ve zeytinliklerden belirli bir süre için vergi alınmaması kuralı kabul edildi.
Atatürk tarım konusunda da bilimi her zaman ön plana çıkardı. Ar-Ge’ye önem verdi. Hem çiftçi hem de gelecek nesiller açısından eğitimi ön planda tuttu. Kooperatifleşmeyi destekledi.
Bilinçli, programlı bir tarım stratejisi izleyerek başta toprak olmak üzere doğal kaynakları koruma anlayışını politikalarına yansıttı.
Gerçek anlamda ‘MİLLİ BİR TARIM POLİTİKASI’ uyguladı.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Özlem, Saygı, Minnet ve Rahmetle anıyoruz.