Moren (Türkçe: Buzultaş, Fransızca: Moraine, Almanca: Moraene), doğrudan doğruya buzulların ilerlemesi veya gerilemesi sırasında, buzulun taşıyarak oluşturduğu tabakalaşmamış depolara genel olarak verilen bir terimdir. Glasiyal koşullar ve süreçler ile taşınan ya da biriktirilmiş olan malzemenin her tanesine Moren adı verilir. Moren; Fransızca kökenli olup, Türkçedeki kelime karşılığı Buzultaş ‘tır.
Moren, buzulun zeminden veya yamaçlardan kopardığı parçalar ile buzulun üzerine yamaçlardan düşen veya çığlarla yuvarlanan maddelerden oluşur. Moren depoları taş, toprak, kum ve çakıl boyutundaki irili ufaklı, genellikle de köşeli malzemeden oluşur. Bunların içine yer yer küçük kaya ve blok parçaları da karışmış olabilir. Bütün bu malzeme düzensiz yığılmış bir depo görünümündedir ve herhangi bir tabakalaşma göstermezler.
TABAN MORENİ
Gerek vadi buzulları gerekse örtü buzullarında yaygın olarak görülen morenlerdir. Buzulun büyüklüğüne ve Ana kayanın özelliğine bağlı olarak değişmekle beraber % 30 oranında kil ve kumdan meydana gelirler. Bununla birlikte içlerinde yer yer kaya ve blok büyüklüğündeki malzemeye de rastlanır. Taban morenleri biriktirme sonucu drumlin adı verilen yer şekillerini oluştururlar. Az eğimli yamaçlar veya düzlüklerde biriken taban morenleri, düzenli bir dağılım ve ardalanma göstermeyen buzul depolarını oluştururlar.
Buzulun ilerlemesi ya da geri çekilmesi sırasında tabanında bir örtü oluşturacak şekilde, taşınmış enkaz malzemelerin birikmesiyle oluşur. Basal tillinin üstünde yer alırlar. Buzulun çekilmesi sonrasında ablasyon morenleri ile karışırlar. Bu yüzden çoğu kez taban moreni depoları basal till, taban moreni, ablasyon moreni gibi buzul yüklerini içerir ayrım yapmak zordur. Bu malzemelerin tümüne birden Taban tilli adı verilir.
Buzulun aşındırma ile oluşturduğu yükü genellikle ana kaya malzemeleridir. Buzulun taban kısmında bulunan taban morenlerini heterojen yapan unsurlar ise çoğunlukla rüzgâr ile taşınan veya çevreden kar veya yamaçlardan enkaz çığları ile buzula katılan malzemelerdir. Taban morenlerinin tekstüründe iri çakıldan kum boyutuna küçülen tanelerin miktarında düzenli bir azalma trendi görülmektedir.
Taban moreni depolarının tekstür ve strüktüründeki çeşitlilik kalınlık ve yüzey engebeliliği konularında da öne çıkar. Yüzey engebeliliği ana kaya engebeliliğinden kaynaklanabileceği gibi ayrıca biriken morenlerin depo kalınlıkları ile de ilgilidir. Ana kaya yüzey engebeliliği, belirgin topografik değişikliklere sahipse, bu topografik özellik moren birikimini kontrol eder. Moren deposunun kalınlığı ve buzulun yüzeyinde ve içinde bulundurduğu yükü de bu konuda etkili olan diğer faktörlerdir.
Buzul vadilerinin tabanlarında morenlerin belirli bir düzene sahip olmayan karmaşık tepe, sırt ve çukurlardan oluşan depolanma şekillerine sıklıkla rastlanır. Düzensiz moren depolarına İskoçya’da “Hummocky” adı verilir.
Glasiyal depolardaki çukurlarının bir başka örneği ise tabakalı glasiyal depolar içinde meydana gelen Çökme Çukurlarıdır. (Çanak)(Kettle)
Buzul depoları üzerindeki çanak şekilli çukurluklara Anglo Sakson ülkelerinde Kettle, Baltık ülkelerinde ise Söl adı verilir. Eğer erime ve çökme yolu ile meydana gelen bu çanağın tamamı veya bir kısmı su tablasından daha derinde ise çanağın içi su dolar ve Kettle Gölü oluşur.
DRUMLİN (HÖRGÜÇ KAYA)
Taban morenleri, buzulun ortadan kalkmasıyla yükseltileri yer yer 10 m’yi bulan tepeciklerden oluşan dalgalı bir topografya meydana getirirler. Örtü buzullarının geliştiği sahalarda bu morenler binlerce kilometrekarelik bir alan kaplarlar ve drumlin denilen özel topografyanın ortaya çıkmasını sağlarlar. Bu topografya kaşık tersine benzeyen asimetrik sırtlardan ve tepelerden oluşur. Uzunlukları 800 ila 2000 m, genişlikleri ise 300 ila 400 m arasında değişir. Bu sırtların eğimi, buzulun geldiği yönden başlayarak uzandığı yöne doğru artar.
YAN MORENLER
Aşınma ve çığ yoluyla vadi duvarlarından buzulun ucuna dek sürüklenen ve buzul gerilemesiyle bir sırt uzantısı biçiminde çökelen döküntü malzemeden oluşur. Tabakasız birikim şekillerinden biri olan yan moreni depoları karakteristik olarak vadi buzulları tarafından oluşturulur. Buzul vadisinin her iki yamacı boyunca, buzula paralel uzanan ve morenlerden meydana gelen çizgisel sırtlar şeklindeki morfolojileri, yan moren depolarının karakteristik şekilsel özelliklerindendir. Yan moreni depolarını oluşturan malzeme birikimi büyük oranda; buzulun içinde bulunduğu vadinin her iki yamacında, özellikle fiziksel parçalanma ile meydana gelen enkazın yer çekimine bağlı olarak hareket edip buzul kenarında toplanması ve ayrıca kısmen de buzul tarafından yataktan enkazın koparılması ile gerçekleşir.
ORTA MORENLER
İki buzul akıntısının kesişmesiyle uzun, ince bir hat ya da kuşak biçiminde biriken döküntülerden oluşur. Ortaya çıkan moren, birleşen iki buzulun ortasında yer alır. Orta morenler, kabaca buz hareketinin yönü doğrultusunda bir sırt biçiminde oluşur. Orta moreni depoları da yan moreni gibi vadi buzullarının karakteristik birikim şekillerindendir. İki vadi buzulunun birleşmesi halinde, birleşen buzulların birbirine yakın yamaçlarındaki yan morenleri bu birleşme ile buzulun ortasında ve büyük kısmı buzulun yüzey ve yüzeye yakın kesiminde kalırlar. Böylece; eski yan morenler, yeni orta morenleri durumuna gelmiş olurlar. Orta morenlerin bir diğer özelliği ise konumlarının; yan morenleri gibi buzul ilerleme istikametinde olup, vadinin her iki yamacına kabaca paralel şekilde vadi boyunca olmasıdır.
CEPHE MORENLERİ
Buzulun sona erdiği dil kısmında yer alan morenlerdir. Bunlar tek sıra halinde bulunabilecekleri gibi birden fazla sıralar halinde de görülebilirler. Cephe morenlerinin yükseltileri farklıdır. 40–50 m yüksekliğinde olanları bulunduğu gibi, 5–10 m’lik yüksekliğe sahip olanları da vardır. Değişik boyuttaki malzemeden oluşurlar. Örtü buzullarının kenarlarında, dağ buzullarının ise vadi buzulu, sirk buzulu veya diğer türlerinin hareket istikametlerine göre ön kısımlarında bulunan ve moren sırtlarından oluşan buzul biriktirme şekillerine Cephe Moreni Depoları adı verilir.
Cephe moreni depoları şekilsel olarak, kabaca kavisli çizgisellik gösteren buzul birikinti sırtlardır. Bu depoların hacimsel büyüklükleri; buzulun yükü, ne süre ile orada sabit kaldığı ve buzulun büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Buzulun ilerlemesi ya da gerilemesi sırasında meydana gelen duraklamalar cephe moreni depolarının oluşmasına fırsat verir. Bir cephe moreni deposunun buzulun ilerlemesi sırasında mı yoksa gerilemesi sırasında mı oluştuğunu anlamak mümkündür.
Cephe morenlerinin özellikle oluşum şekillerini dikkate alarak şu şekilde sınıflamak mümkündür:
İtilme morenleri,
Nihai morenler,
Çekilme morenleri.
İtilme moreni depoları: Buzulun; mevsimlik ya da daha uzun süreli ilerlemesi ve gerilemesi sırasında farklı kökenli suya doygun tabansal till depoları, tabanındaki kil, silt gibi ince taneli malzemeler ve kısmen de önündeki ayrışma ürünü enkaz malzemeyi iterek, öteleyerek yığmak sureti ile cephe moreni depolarının bir türünü oluşturur.
Nihai moreni depoları: Genellikle buzul önü arazisindeki sediment malzemesi olan farklı boyutlardaki irili-ufaklı taneli malzemelerden, glasiyo-flüviyal kökenli elenmiş sedimentlerden, kütle hareketi enkazı ve az da olsa tabansal tillden oluşur.
Till: Boylanma ve derecelendirme göstermeyen, tabakasız ve doğrudan buzul marifetiyle meydana gelmiş, kil, silt, kum ve kenarlı köşeli ana kaya parçalarından oluşan düzensiz depolara genel olarak till adı verilmektedir. Ayrışma, kütle hareketleri ve aşındırılarak taşınma till malzemelerinin kökensel kaynaklarıdır. Buzulun taban kısmına taşınan malzemeler, yükün fazlalaşması ya da ablasyonun kuvvetlenmesi gibi sebeplerle, buzulun taşıma yeteneğinin ortadan kalkması sonucu vadi tabanına ya da zeminine biriktirilir.
Ablasyon morenleri
En belirgin şekilde dağ buzullarında görülen moren deposu türüdür. Buzulların erimesi ile birlikte buzul yükünün taban morenleri üzerine birikmesi ile meydana gelir.
Ablasyon moren depoları; öncelikli olarak buzul yüzey yükü olmak üzere ayrıca buzul içi yükü ve buzul altı (taban) yüklerinden oluşur. Ablasyon moren deposunun birikimi; durağan buzul yükünün depolanması ile gerçekleşir.